Ramazan Bayramı

Muhterem Müslümanlar!

Rahmet ve mağfiret mevsimi Ramazan ayını geride bırakarak, sevgi ve şefkatle birbirimize ellerimizi uzatma ve kaynaşma günü olan bayrama ulaşmış bulunuyoruz. Bizi, bu mübarek güne ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun. Mübarek Ramazan bayramı, bütün Müslümanlara kutlu olsun. Yüce Rabbimiz bu mübarek günü güven, esenlik, barış ve huzura vesile kılsın.

Değerli Müminler!

Ramazan ayının huzur, rahmet ve mağfiret ikliminden geçerek sabahın şu erken saatlerinde, Rabbimizin huzurunda toplanmanın sevincini birlikte yaşıyoruz.

Bayramlar, her yıl gelip geçen sıradan bir tatil günü değil, insani ve dini güzelliklerin birlikte yaşandığı, birlik, beraberlik, sevgi ve saygının güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı paylaşma ve dayanışma günleridir.

Bayramlar neşe, sevinç, sevme, sevilme ve sevindirme günleridir. Toplumların milli birlik ve beraberlik duygularının zirveye ulaştığı, dayanışma ve kaynaşmanın daha yoğun yaşandığı müstesna zaman dilimleridir. Bu bakımdan bayram günlerimizi olabildiğince hayırlı olacak şekilde değerlendirerek en başta anne ve babalarımız olmak üzere büyüklerimizi, hastalarımızı, komşularımızı, akraba ve dostlarımızı ziyaret etmeliyiz. Bu vesile ile fakirleri, yetimleri, kimsesizleri ve çocukları sevindirmeliyiz. Dargın olanları barıştırmalıyız. Nitekim Cenab-ı Hak K.Kerim’de: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin” buyurarak bu en coşkulu kaynaşma gününde, bu mutluluğun dışında kalmamaya ve bu kaynaşmanın dışında hiç kimseyi bırakmamaya büyük özen göstermeliyiz. Çünkü bayram, kederlerin ve sevinçlerin paylaşıldığı toplumsal bir kaynaşma günü olarak, toplumun bütün kesimleri tarafından paylaşıldığı oranda bayram olma özelliği kazanacaktır.

Değerli Müminler!

Bayramı sadece kendimiz ve çevremizde yaşamayalım. Bayramı evlerden evlere, gönüllerden gönüllere taşıyalım, yakınlarımızı, komşularımızı, dostlarımızı, sevgiyle kucaklayalım. Evinde ve yatağında ziyaretçi bekleyen insanlarımızı hatırlayalım; öksüz ve yetimleri, muhtaç ve kimsesizleri sevindirelim. Bizimle bayram sevincine katılamayan kimseleri, hapishane ve hastane köşelerinde, düşkünler yurdunda bulunan vatandaşlarımızı ziyaret edip gönüllerini alalım.
Bizler bu güzel yurdumuzda bayramın mutluluğunu yaşarken yeryüzündeki sosyal ve iktisadi dengesizlikler, çıkar kavgaları, insan eliyle üretilen felaketler neticesi acı ve ıstırap çeken, sevinç ve mutlulukla bayram yapmaya hasret kalan, gözyaşı, şiddet, savaş ve yoksulluğun gölgesinde bayramı geçiren din kardeşlerimizi unutmayalım ve onlar için de dua edelim.

Ramazan’da elde ettiğimiz kazanımları, güzel haslet ve yüksek değerleri Ramazan sonrasında da devam ettirmeye çalışalım.

Muhterem Müminler!

Manevi bir kimlik aşısı olan, bayramı yaşadığımız günlerde, “kendisi için arzu ettiğini başkaları için de arzu eden gerçek iman bilinci”ne ermek dileğiyle hepinizin Ramazan Bayramını kutluyor, hayırlar getirmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

Hazırlayan: D.İ.B. Hutbesinden derlenmiştir.